Beş Maddede Obezite Cerrahisi Sonrası Beslenme
Sağlık açısından ciddi riskler oluşturan obezite, yalnızca vücut ağırlığındaki artışla sınırlı kalmayıp metabolik, kardiyovasküler, solunum ve psikolojik pek çok soruna da zemin hazırlar. Ailesel yatkınlık, fiziksel aktivite eksikliği, hormonal dengesizlikler ve nörolojik etkenler obezitenin ortaya çıkmasında rol oynayan başlıca faktörler arasında yer alır. Bu çok yönlü etkenler, tedavi sürecinin de bireye özel ve disiplinler arası bir yaklaşımla ele alınmasını zorunlu kılar.
Güven Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Gökhan Yağcı, obezite cerrahisi sonrasında dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Obezite tedavisi, süreklilik gerektiren uzun soluklu bir süreçtir. Bu süreçte hekim, diyetisyen, psikolog ve fizyoterapistlerin birlikte çalıştığı bir ekip yaklaşımı büyük önem taşır. Tedavi seçenekleri arasında tıbbi beslenme (diyet), egzersiz programları, davranış değişikliği yöntemleri, ilaç tedavileri ve cerrahi müdahaleler yer alır. Her hastaya aynı yaklaşım uygulanmaz; tedavi planı kişiye özel olarak belirlenir.
Obezite cerrahisi, kilo kontrolünde etkin sonuçlar sunan bir diğer önemli tedavi seçeneğidir. En sık uygulanan cerrahi yöntemler arasında tüp mide ameliyatı (Sleeve Gastrektomi) ve mide baypası (Gastrik Bypass) yer alır. Ancak bu operasyonlar herkese önerilmez; cerrahi kararı kapsamlı değerlendirmeler ve hasta özelinde yapılan analizler sonucunda verilir.
Cerrahi sonrasında sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıklarının benimsenmesi, uzun vadeli başarı için kritik öneme sahiptir. Bu dönemde hasta, uzmanların rehberliğinde düzenli kontrollerini sürdürmeli ve yeni yaşam tarzına uyum sağlamalıdır. Obeziteyle mücadelede kalıcı başarı, ancak disiplinli takip ve doğru yönlendirmeyle mümkün olabilir.
