Kendinle Barışma Sanatı: Öz Şefkat

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Kendinle Barışma Sanatı: Öz Şefkat

Kendinle Barışma Sanatı: Öz Şefkat

İçindekiler

Bir başkasına şefkat duyduğumuzda hataların insan olmanın bir parçası olduğunu anlarız

Kendine şefkat duymanın, başkalarına şefkat duymaktan hiçbir farkı yoktur. Başkalarına şefkat duyarken, ilk olarak onların acı çektiklerini fark ederiz. Sonra da acılarını derinden hissederiz. Böylece kalbimiz onların acılarına tepki verir ve onlar için bir şeyler yapmak, eyleme geçmek isteriz. Dolayısıyla şefkat gerçekleştiğinde, sıcaklık, ilgi ve acı çeken kişiye bir şekilde yardım etme arzusu hissederiz. Şefkat sahibi olmak aynı zamanda başarısızlığın ve hatanın sert bir şekilde yargılanmaması; anlayışlı olunması ve nezaket gösterilmesi anlamına gelir. Bir başkası için şefkat duygusu hissettiğimizde; (yalnızca acımak yerine), acı çekmenin, başarısızlığın ve kusurluluğun paylaşılan insan deneyiminin bir parçası olduğunu anlarız.

“Öz şefkat, kendimize ihtiyacımız olan bakımı ve desteği verebilmektir”

Öz-şefkat zor bir zaman geçirdiğimizde, başarısız olduğumuzda veya kendimizde hoşlanmadığımız bir şeyi fark ettiğimizde kendimize karşı aynı şekilde davranmayı içerir. Acımızı görmezden gelmek yerine, durup kendimize "Yaşadığım şey şu anda gerçekten zor, zorlanıyorum" diyebilmek; “Şu anda kendimi nasıl rahatlatabilirim?” ve “Neye ihtiyacım var?’ sorusunu sorabilmektir. Öz şefkat, kendimize ihtiyacımız olan bakımı ve desteği verebilmektir. Kendimize şefkat duymak çok önemlidir. Birçok araştırmanın da gösterdiği gibi öz şefkat ruhsal, fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik halimizi desteklemektedir. Bir nevi insanlığımızı onurlandırmamız ve kabul etmemiz anlamına gelir. İşler her zaman istediğimiz gibi gitmeyecek, hayal kırıklıklarıyla karşılaşacağız, kayıplar yaşayacağız, hatalar yapacağız, sınırlarımızla karşılaşacağız, ideallerimizin gerisinde kalacağız. Bunların hepsi insanlık halidir, herkesin yaşadığı bir gerçektir. Sürekli olarak yapılan hatalarla, kötü hissedilen anlarla savaşmak yerine kalbinizi gerçekliğe ne kadar açarsanız, yaşam deneyiminizde de kendinize ve tüm insanlara karşı o kadar şefkat hissedersiniz.

Öz şefkat üç unsuru içerir:

Mindfulness/Farkındalık: Şefkatin ortaya çıkabilmesi için ilk önce acının fark edilmesi ve o andaki deneyimin kabullenilmesidir. Bilinçli olarak, ortada ne varsa onu yargılamadan var olanı görüp kabul etmektir. Bunun tersi görmezden gelme, kabul etmeme ya da özdeşleşmedir.

 Ortak İnsanlık: Acıma yerine, şefkatin ortaya çıkabilmesi için herkes gibi kendimizin de insan olduğunu ve acının insan olmanın bir parçası olduğunu hatırlamaktır. Bunun tersi izolasyon, yani ‘sadece benim başıma geliyor’ diye düşünmektir. Bu düşünce de bizi yalnızlık duygusuna götürür; acı çeken veya hata yapan tek kişi ‘ben’mişim gibi düşünürüz. Ancak tüm insanlar acı çekiyor. "İnsan" olmanın tanımı, kişinin ölümlü, savunmasız ve kusurlu olduğu anlamına gelir. Bu nedenle öz-şefkat; ıstırabın ve kişisel yetersizliğin paylaşılan insan deneyiminin bir parçası olduğunu, yalnızca ‘bana’ olan bir şey olmaktan ziyade herkesin yaşadığı bir durum olduğunu kabul etmeyi içerir.

 Nezaket: Acı çeken, zorlanan halimize karşı nazik, anlayışlı, arkadaşça yaklaşma ve acıyı azaltma isteğidir. Bu durumun tam tersi, kendimize, acı çekerken eleştirel ve acımasız davranmaktır. Öz-şefkatli insanlar kusurlu olmanın, başarısız olmanın ve yaşam zorlukları yaşamanın kaçınılmaz olduğunun farkındadırlar. Bu nedenle hayatları belirlenmiş ideallerin gerisinde kaldığında öfkelenmek yerine, kendilerine karşı nazik olma eğilimindedirler. Bu gerçek, sempati ve nezaketle kabul edildiğinde daha büyük bir duygusal sakinlik yaşanır.

Öz şefkat ne değildir?

“Öz şefkat ne değildir?” konusunu da ele almak çok önemli. Çünkü öz şefkat birçok durumla karıştırılabiliyor ve yanlış değerlendirilebiliyor.

Öz şefkat, kendine acıma değildir. Kendime acıdığımda ‘zavallı ben, neden bunlar benim başıma geliyor’ derken, öz şefkat ile yaşamın herkes için zor olduğunu ve acının insan olmanın bir parçası olduğunu hatırlarız. Aslında öz şefkat, kendine acımanın panzehridir.

Öz şefkat bizi zayıf kılmaz. Tam tersine zorluklarla karşılaştığımızda bize cesaret ve dayanıklılık veren güvenilir bir kaynaktır.

Öz şefkat kişiyi bencil yapmaz. Kendimize şefkat göstermemiz ilişkilerimizde de daha şefkatli, anlayışlı ve destekleyici olmamızı sağlar. Aslında kendimize şefkat göstermemiz, diğer insanlara karşı daha verici olmamıza olanak tanır. Nitekim, araştırmalarda da kendine şefkat gösteren insanların romantik ilişkilerde daha destekleyici oldukları, ilişkilerde meydana gelen anlaşmazlıklarda uzlaşma olasılıklarının daha yüksek olduğu ve diğer kişilere karşı daha şefkatli ve daha çok bağışlayıcı oldukları görülmüştür.

Öz şefkat tembelleştirmez. Şefkat gerçek ihtiyacımızı fark etmemizi sağlar, böylece kısa vadeli hazlara değil uzun vadeli sağlık ve iyi oluş hâline yöneliriz. Nitekim kendine şefkat gösteren insanların spor yapma, sağlıklı beslenme, bağımlılık yapıcı maddelerden uzak durma ve düzenli doktor kontrollerine giderek kendilerine bakım verdikleri görülmüştür.

Öz şefkat kötü davranışlarım için bahane işlevi görmez. Aslında öz şefkat başkalarını suçlamaktansa yaptığımız hataları kabul etmemiz için ihtiyaç duyduğumuz cesareti ve güveni sağlar. Araştırmalar sonucunda kendine şefkat gösteren kişilerin eylemlerinin sorumluluklarını daha fazla üstlendikleri ve birini kırdıklarında özür dileme olasılıklarının daha yüksek olduğu görülmüştür.

Kendime karşı nazik ve anlayışlı olursam başarma motivasyonum düşmez. Birçok insan öz eleştiriyi motivasyon kaynağı olarak görür, performansını artırmanın yollarından biri olduğunu düşünür. Oysa ki öz eleştiri özgüvene zarar verir ve başarısızlık korkusu yaratır. Oysa kendimize şefkat gösterdiğimizde, kendimize değer verdiğimizde ve tam potansiyelimize ulaşmak istediğimizde hedeflerimize ulaşmak için motive oluruz. Araştırmalarda kendine öz şefkatli olan kişilerin kendileri için yüksek standartları olduğu ancak başarısız olduklarında kendilerini cezalandırmadıklarını aksine başarısızlıktan daha az korktuklarını ve tekrar deneme ve istikrarlı olma konusunda daha çok çaba gösterdikleri görülmüştür.

Öz şefkat, öz saygı değildir, bunların arasındaki farkı bilmek önemlidir. Öz şefkat, öz saygıdan farklı bir kavramdır. İkisinin de psikolojik iyi oluşla yakından ilişkisi olsa da önemli noktalarda birbirinden ayrılırlar. Batı kültüründe öz saygı, kalabalık içinde kendini göstermeyi – özel ve ortalamanın üzerinde olmayı gerektirir. Sorun herkesin aynı anda ortalamanın üzerinde olmasının elbette mümkün olmamasıdır. Her zaman için bizden daha çekici, daha başarılı ve daha zeki birileri olacaktır. Ancak kendimizi ortalamanın üzerinde görme ve öz saygı duygusunu koruma arzumuz bizi zorlayabilecektir.

  • Öz saygı, öz değerin olumlu yönde değerlendirilmesiyken; öz şefkat, hiçbir suretle bir yargı ya da değerlendirme değildir ve sürekli değişmekte olan kendimizle şefkat ve kabulle ilişki kurmaktır.
  • Öz saygı diğerlerinden daha iyi hissetmeyi gerektirir, Öz şefkat ise hepimizin kusurlu olduğunu kabul etmeyi gerektirir.
  • Öz saygı iyi gün dostudur, başarılı olduğumuzda yanımızdadır. Öz şefkat ise her zaman yanımızdadır, dünyevi kaynaklarımız tükendiğinde bile güvenilir bir destek kaynağıdır.
  • Öz şefkat, öz saygı ile kıyaslandığında fiziksel çekicilik ve başarılı performans gibi durumlara daha az bağlıdır ve zamanla daha istikrarlı bir ‘kendilik değeri’ algısı sağlar. Öz saygıya kıyasla, sosyal karşılaştırma ve narsisizimle daha az ilişkilidir.

Kendine karşı şefkatli olan insanlar daha mutlu hissediyor

Öz şefkatli olan bireylerin daha fazla fiziksel, ruhsal, zihinsel ve sosyal sağlık/iyilik hali deneyimledikleri görülmüştür. Nitekim çeşitli araştırmalar da bu durumu desteklemektedir. Kendine daha fazla şefkat gösteren insanların depresyon, anksiyete, stres, utanç gibi durumları daha az yaşadıkları görülürken; mutluluk, yaşam doyumu, öz güven ve sağlıklı olma halinin daha fazla hissedildiği görülmüştür. Öz şefkatli bireylerin diğerlerine karşı daha duyarlı ve şefkatli oldukları, sosyal açıdan kendilerini daha bağlı hissettikleri, yaşam doyumları ve mutluluk düzeylerinin arttığı, zor duygulardan kaçınma olasılıklarının azaldığı ve duygusal dayanıklılığının arttığı görülmüştür.

Öz şefkat artışı, öğrenilen öz şefkat uygulamalarının günlük yaşamda ne kadar çok uygulanıp, rutin haline getirildiğiyle ilişkilidir. Bazı insanlarda öz-şefkat doğal olarak gelirken, bazılarımız da bunu öğrenmek durumundadır. Doğuştan getirdiğimiz kişilik özelliklerine de bağlı olmakla birlikte çocukluktan itibaren bakım vericimizden şefkat ve öz şefkati de öğreniyoruz. Çeşitli nedenlerle şefkat görememiş bireyler, öz şefkati uygulama konusunda zorluk yaşayabilirler. Neyse ki öz şefkat öğrenilebilir bir beceridir. Öz şefkat bir tutumdur ve kişinin kendi duygularına ve düşüncelerine ilişkin tavrı üzerinde belirleyicidir.

Öz şefkat uygulamaları ile kendinizle olan ilişki kurma biçiminizi kökünden değiştirebilirsiniz

Öz şefkatli farkındalık uygulamaları aracılığıyla kendinize bakım vererek, kendinizle ilişki kurma biçiminizi kökünden değiştirebilir ve bu sayede de yaşamınızı değiştirebilirsiniz. Kendinize bir yetişkinin, bir bebeğe bakım verdiği gibi bakım verdiğinizde, kendinize iyi dileklerde bulunup yatıştırıcı temas uyguladığınızda oksitosin (sevgi hormonu) ve endorfinler (doğal, iyi hissettiren opiatlar) salgılanır. Bu da stresin azalmasına ve emniyet ile güven duygularının artmasına yardımcı olur.

Bakım sistemini aktive etmek için iki güvenilir yol vardır. Bunlar yatıştırıcı temas ve nazik seslerdir (mırlayan ve yavrularını yalayan bir kedi gibi). Gün içinde stresli olduğumuz zamanlarda, zorlandığımız durumlarda, kendimizi yetersiz hissettiğimizde, ihtiyacımız olduğu her anda ve düzenli olarak her gün öz şefkat pratikleri yaparak kendimize bakım verebilirsiniz.

Bu bağlamda öz-şefkati yaşamımıza getirmenin yöntemlerini kullanabilirsiniz. Aşağıda sizi destekleyici fiziksel, zihinsel, duygusal, ilişkisel ve ruhsal yöntemlerle öz şefkat uygulama önerileri bulunmaktadır.

Öz şefkati artırmanın yolları

  • Vücudunuzu rahatlatın. Sağlıklı beslenin. Uzanın ve vücudunuzu dinlendirin. Boynunuza, ayaklarınıza veya ellerinize masaj yapın. Yürüyüşe çıkın. Fiziksel olarak nasıl hissettiğinizi iyileştirmek için yapabileceğiniz her şey, size öz-şefkat verir.
  • Kendinize bir mektup yazın. Acı hissetmenize neden olan bir durumu açıklayın (sevgilinizden ayrılma, işinizi kaybetme, kötü karşılanan bir sunum gibi). Kimseyi suçlamadan, kendinize durumu anlatan bir mektup yazın. Duygularınızı kabul edin.
  • Kendinize cesaret verin. Kötü ya da acı verici bir şey yaşadığınızda, aynı şey arkadaşınızın başına gelseydi ona ne söyleyeceğinizi düşünün. Bu şefkatli tepkileri kendinize yöneltin.
  • Dikkat egzersizi yapın. Bu egzersiz kendi düşüncelerinizi, duygularınızı ve eylemlerinizi bastırmaya veya inkar etmeye çalışmadan, yargılamadan gözlemlemeniz içindir. Aynaya baktığınızda ve gördüğünüzden hoşlanmadığınızda da şefkatli bir tavırla kendinizi her halinizle kabul edin.

Destekleyici Dokunuş:

Kendinizi kötü hissettiğinizde, kendinize bakmanın ve kendinizi rahatlatmanın kolay bir yolu da kendinize destekleyici bir dokunuş vermektir. Dokunma, sakinleşmemize ve güvende hissetmemize yardımcı olmak için bakım sistemini ve parasempatik sinir sistemini harekete geçirir. İlk başta garip veya utanç verici gelebilir ancak vücudunuz bunu bilmiyor. Tıpkı bir bebeğin annesinin kollarına sarılmaya tepki vermesi gibi o da yalnızca fiziksel sıcaklık ve ilgi jestlerine tepki verir. Cildimiz inanılmaz derecede hassas bir organdır. Araştırmalar, fiziksel dokunuşun oksitosin salgıladığını, güvenlik duygusu sağladığını, rahatsız edici duyguları yatıştırdığını ve kardiyovasküler stresi yatıştırdığını gösteriyor. Öyleyse neden denemiyorsun? En az bir hafta boyunca günde birkaç kez zor dönemlerde elinizi vücudunuza koymayı deneyebilirsiniz.

El-Kalp Uygulaması (Yatıştırıcı temas) 

  • Stres altında olduğunuzu fark ettiğinizde 2-3 derin, tatmin edici nefes alın.
  • Elinizin hafif baskısını ve sıcaklığını hissederek, elinizi nazikçe kalbinizin üzerine koyun. Dilerseniz, bir ve iki el arasındaki farkı fark ederek iki elinizi de göğsünüze koyun.
  • Elinizin dokunuşunu göğsünüzde hissedin. Dilerseniz elinizle göğsünüzde küçük daireler çizebilirsiniz.
  • Nefes alırken ve nefes verirken göğsünüzün doğal olarak yükselip alçaldığını hissedin.
  • Bu duyguyla istediğiniz kadar kalın.

Bazı insanlar elini kalbinin üzerine koymaktan rahatsız olurlar. Nazik bir dokunuşun vücudunuzun neresinde gerçekten yatıştırıcı olduğunu keşfetmekten çekinmeyin. Diğer bazı olasılıklar şunlardır:

  • Bir elin yanağında
  • Yüzünü ellerinin arasına alarak
  • Yavaşça kollarınızı okşayarak
  • Kollarınızı çaprazlayarak ve hafifçe sıkarak
  • Göğsünüzü nazikçe ovuşturmak veya dairesel hareketler kullanarak elini karnına koymak
  • Bir eli karnında, diğer eli kalbinin üzerinde
  • Bir elini diğerinin kucağında kavuşturmak

Umarız, kendimize karşı nazik olmanın bu şaşırtıcı derecede basit ve anlaşılır yolundan tam olarak yararlanarak, gerektiğinde kendinizi fiziksel olarak rahatlatma alışkanlığını geliştirmeye başlarsınız.

Sevgilerimle…

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına ilişkin aydınlatma metnimize buradan kişisel veri işleme envanteri ve kişisel verilerin korunması politikamıza ise buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 08-01-2024
Sağlık Rehberi