Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Tanı, Belirtiler ve Destek Yaklaşımları Nasıl Olmalı?

GÜVEN SAĞLIK GRUBU

Paylaş:

Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Tanı, Belirtiler ve Destek Yaklaşımları Nasıl Olmalı?

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), doğuştan gelen ve yaşam boyu devam eden nörogelişimsel bir durumdur. Erken tanı ve doğru destek yaklaşımları, otizmli bireylerin sosyal, iletişimsel ve bilişsel becerilerini geliştirmede kritik rol oynar. Sağlık alanındaki araştırmalar, her bireyin ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş terapi ve eğitim programlarının en etkili sonuçları sağladığını ortaya koymaktadır.

Güven Çayyolu Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Hastalıkları (Çocuk Psikiyatrisi) Bölümü’nden Uzm. Dr. Özge Çelik Büyükceran, Otizim Spektrum Bozukluğunun ne olduğu, belirtileri, tanı yöntemleri ve tedavi sürecini anlattı.


Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir? Tanı, Belirtiler ve Destek Yaklaşımları Nasıl Olmalı?

İçindekiler

Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?

Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB), erken çocukluk döneminde başlayan, sosyal iletişim alanında belirgin güçlükler ve sınırlı ya da tekrarlayıcı davranışlar ile ilgi alanlarıyla kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluktur. OSB, tek bir klinik tablo değildir; belirtiler her bireyde farklı biçimlerde ortaya çıkar ve zaman içinde değişebilmektedir.

Tanı Kriterleri Nelerdir?

OSB tanısında iki ana belirti grubu dikkate alınır. Birincisi, sosyal iletişim ve etkileşim alanındaki zorluklardır. Bu durum, çocuğun karşılıklı konuşma başlatmakta veya sürdürmekte güçlük çekmesi, jest, mimik ve beden dilini anlamakta zorlanması ya da sosyal kuralları kavramakta güçlük yaşaması şeklinde kendini gösterebilir. Örneğin, yaşıtlarının oyunlarına katılmakta isteksiz olabilir veya sohbet sırasında karşısındaki kişinin tepkilerini anlamakta zorlanabilir. Özellikle küçük çocuklarda isme tutarlı bakmama, göz temasının olmaması ya da kalitesi, işaret edilen yere bakmama, dil gelişiminde gecikme, el sallama gibi jestleri yaşına uygun gerçekleştirmeme kliniğe en sık başvuru sebeplerindendir.

İkinci grup belirtiler ise sınırlı ve tekrarlayıcı davranışlar ya da ilgi alanlarıdır. Çocuk günlük rutinlere sıkı sıkıya bağlı olabilir, değişikliklere karşı yoğun tepki gösterebilir, hep aynı şekilde oyun oynamak isteyebilir veya belirli konulara aşırı ilgi duyabilir. Tekrarlayıcı hareketler (örneğin sallanma, el çırpma) veya belirli seslere, dokulara karşı aşırı duyarlılık da bu gruba girer. Bu davranışlar her çocukta farklı düzeylerde görülebilir ve zamanla biçim değiştirebilir.

Tanıyı Kim Koyar ve Nasıl Konur?

Otizm Spektrum Bozukluğu tanısı için multidisipliner bir yaklaşım gerekir. Tanı ve tedavi sürecinde çocuk ve ergen psikiyatristleri temel rol üstlenir, ancak çocuk nörologları, çocuk gelişim uzmanları, psikologlar, dil ve konuşma terapistleri, özel eğitim uzmanları, ergoterapistler sürece dahil olabilir.

Tanı, çocuk ve ergen psikiyatristinin aileden aldığı ayrıntılı gelişim öyküsü ile başlar. Bu öykü, gebelikten itibaren çocuğun gelişim basamaklarını, dil ve motor becerilerindeki ilerlemeyi, sosyal ilişkilerini ve davranış özelliklerini kapsar. Ardından uzman, çocuğu doğrudan gözlemler ve sosyal iletişim ile oyun davranışlarını değerlendirir. Gerektiğinde standardize edilmiş değerlendirme araçları (örneğin ADOS-2 veya gelişim testleri) kullanılır. Tanı sürecinde yalnızca mevcut belirtilere değil, çocuğun güçlü yönlerine, günlük yaşam becerilerine ve içinde bulunduğu çevresel koşullara da bakılır.

Klinik Belirtiler Nelerdir?

OSB’nin belirtileri genellikle 2 ila 3 yaş civarında fark edilir. En yaygın belirtiler arasında göz teması kurmada isteksizlik veya zorlanma, sosyal etkileşimden geri çekilme, konuşma gelişiminde gecikme veya sözcük ve ifadelerin tekrarlanması (ekolali) yer alır. Bazı çocuklar günlük rutinlerine aşırı bağlı olabilir ve beklenmedik değişiklikler karşısında huzursuzluk yaşayabilir. Tekrarlayıcı hareketler (örneğin elleri sallama, kendi etrafında dönme) veya belirli dokulara, seslere aşırı tepki verme ya da hiç tepki göstermeme de görülebilir.

Belirtilerin şiddeti geniş bir yelpazede değişir; bazı çocuklarda günlük yaşamı belirgin şekilde etkilerken, bazılarında daha hafif düzeyde seyreder. Ayrıca belirtiler yaş ilerledikçe biçim değiştirebilir; örneğin erken dönemde konuşma gecikmesi öne çıkarken, ilerleyen yaşlarda sosyal ilişkilerdeki zorluklar daha belirgin hale gelebilir.


Tedavi ve Destek Yaklaşımları Nasıl Olmalı?

Otizm Spektrum Bozukluğu için tek bir tedavi yöntemi yoktur. Bununla birlikte, erken yaşta başlanan ve çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre planlanan eğitsel yaklaşımlar ve destek programları, iletişim, öğrenme ve sosyal uyum becerilerinde anlamlı ilerleme sağlayabilir.

OSB’nin çekirdek belirtilerini hedefleyen en etkili yaklaşım, bireye özgü yapılandırılmış eğitsel programlardır. Bu programlar çocuğun iletişim becerilerini geliştirmeyi, sosyal ilişkilerini güçlendirmeyi ve bağımsız yaşam becerilerini desteklemeyi amaçlar. Tedavi planı hazırlanırken çocuğun güçlü yönleri ve zorlandığı alanlar ayrıntılı biçimde değerlendirilir, aile aktif olarak sürece dahil edilir ve müdahaleler esnek bir şekilde çocuğun gelişimine göre uyarlanır.

Erken çocukluk döneminde ebeveyn-çocuk etkileşimini artıran oyun temelli programlar, davranışsal yaklaşımlar ve günlük yaşam içinde öğrenme fırsatları sunan doğal ortam temelli yöntemler etkili olabilir. Okul çağında sosyal beceri eğitimi, dil ve konuşma terapileri ile eğitim ortamının görsel ipuçları ve düşük uyaran düzenlemeleriyle desteklenmesi önemlidir. Ergenlik ve yetişkinlikte ise mesleki beceri kazandırma programları, sosyal uyum ve günlük yaşam becerileri eğitimi öne çıkar.

Psikofarmakolojik tedaviler, otizmin çekirdek belirtilerini ortadan kaldırmaz. Bu tedaviler, daha çok eşlik eden durumlar (örneğin dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, kaygı, depresyon, uyku sorunları) veya şiddetli davranış problemleri (öfke patlamaları, kendine zarar verme) için kullanılır. Dolayısıyla psikofarmakolojik yaklaşımlar destekleyici nitelikte olup her zaman eğitsel ve psiko-sosyal müdahalelerin yanında uygulanmalıdır.

Otizm Spektrum Bozukluğu, belirtileri ve etkileri bireyden bireye değişen, gelişim sürecini etkileyen bir nörogelişimsel bozukluktur. Erken dönemde doğru tanı ve bireye özgü planlanmış yaklaşımlar, çocuğun potansiyelini en üst düzeye çıkarmada kritik öneme sahiptir. Özellikle eğitsel müdahalelerin erken yaşta başlaması, iletişim, sosyal beceriler ve öğrenme kapasitesi üzerinde uzun vadeli ve güçlü etkiler yaratır. Ailenin, eğitimcilerin ve sağlık profesyonellerinin koordineli çalışması ise bu sürecin en önemli yapı taşını oluşturur.

 

Hazırlayan: Uzm. Dr. Özge Çelik Büyükceran 

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

Haber Bültenimize üye olun.

Periyodik olarak haber bültenimizi size ulaştıralım.

...

Nesilden nesile hayat bize GÜVEN diyor.


Güven Hastanesi hizmet standartları ile JCI tarafından akredite edilmiştir. JCI şikayet bildirimlerinizi buraya tıklayarak yapabilirsiniz.

Kişisel verilerin korunması ve işlenmesi politikalarına buradan ulaşabilirsiniz.


Sayfanın son güncellenme tarihi: 30-07-2025